sıkmamak

sıkmamak
v. (neg. form of sıkmak) squeeze, tighten, make fast, hold tight, grip, bore, bother, give the willies, depress, ail, chevy, chivvy, chivy, clench, constipate, constrict, crush, cumber, distress, extrude, harass, hatchel, incommode, irk, jam, load, mope, oppress, pinch

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • kaide — is., Ar. ḳāˁide 1) Kural Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. H. Z. Uşaklıgil 2) Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, taban, ayaklık Güneşten yanmamış tarafı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkmak — i, ar 1) Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor. Ö. Seyfettin 2) Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak Limon sıkmak.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”